31 Mart 2009 Salı

Bebeğinizin Beden Dilini okuyun

Çocuklar gelişim sürecinde ilerledikleri için her yaş ve dönemde farklı beden dillerini kullanırlar. Beden dili duygularımızı doğrudan etkiler ve bunalra göre hareket ederiz.
Tabiiki yetişkinlerde sözel ifade kuvvetli ve gelişmiş olması sorunlarının çözümünü kolaylaştırmaktadır.

Çocuklarda sözel ifadenin zamanla gelişiyor olması onların kendilerini beden dilleri ile anlatmaya itmektedir. Bu nedenle çocukların bulunduğu yaş ve gelişim özelliklerine göre beden dillerini anlamaya çalışmak onlarla iletişimi kolaylaştıracaktır.

Gelişim dönemlerine göre ipucu olabilecek bir kaç beden dili tercümesi

• Yeni doğan bebek henüz ağlamayı bilmediği için refleksif olarak ağlar. Annesinin onu okşaması rahatlatır ve kendini iyi hissetmesini sağlar.

• Sallanmak çok hoşuna gider. Çünkü anne karnındaki ortamla özdeşleştirerek bilinçaltında kendini rahatlatır.

• İlk defa banyo yapan bebek kollarını açar ve dilini dışarı çıkarır. Böylece düşme korkusundan kurtulmaya çalışır.

• Çocuğun elini yada herhangi bir şeyi emmesi, ısırması onun zor durumda olduğunu merakla daha çok şey bilmek istediğini gösterir.

• Canlı gözler ilgili ve harekete hazır olduğunu gösterir.

Annemin dikkatini nasıl çekebilirim? Diye düşünen bir çocuk parmağını göstererek acıdığını anlatmaya çalışarak aslında annenin onunla ilgilenmesini istediğini ifade eder.

• Kulakları kapatmak.. çevreden gelen sesleri duymak istemediğine yada duymak istemediği konuşmalarda gösterir.

• Karşılıklı oyun oynayan anne ve çocuğun oyun esnasında kendini geri çekmesi annenin fazla müdahaleci olduğunu çocuğun aktif oyunu devam ettirmekte engellediğini gösterir.

• Kolları açarak gelme sevgi ve güven duygusu istediğini gösterir.

• Suçlandığı zaman omuzu yukarıda, baş geridedir. Bu durumda suçlandığı şey hakkında red etme yada kabul etme arasında gidip gelmektedir.

• İtiraf eden çocuk eliyle iter. İstediğini aldın artık beni rahat bırak mesajı verir.

• Aşağı sarkan eller vazgeçildiğine işaret eder.

• Kendi kendine boyama yapan çocuk gayet ciddi bir yüz ifadesi takınırken vermek istediği mesaj önemli olan sonuç değil kazanılan tecrübedir.

• Ayakların iç kısımlarının birbirine dönük açık olması çocuğun gerçek dünyadan uzak olduğunu gösterir.

• Oyuncak ayısı yada bebeği ile oynarken annenin ona davranış şekillerini oyuncağına uygular.

• Bacakları açık, elleri belinde olan çocuk kendine güvendiğini ve savunmaya geçtiğini gösterir.

• Gözlerini sıkı sıkı kapatan çocuk gerçeklerle yüzleşmek istemeyen ve çok fazla zorlandıklarında gösterdikleri tepkidir.

Sınıfta öğretmeninde söz isteyen öğrenci kalemini kaldırarak kendini göstermeye çalışırken, elini yumruk yapmış diğer bir çocuk pes ettiğini umudu kalmadığını ifade eder.

• Oyun hamuruyla oynayan iki çocuğun biri önündekine odaklanmış ve etrafıyla ilgilenmez görünürken gerçek dünyadan kopmuş tamamen işine yoğunlaşmıştır. Diğer çocuk hamuruna şekil verirken diğerininkine sürekli bakıyorsa “ Diğer çocuk ne yapıyor? Benimkinden mi?”

• Dudaklarını ısırarak çapkın bakışlarla gülümseyen bir kız çocuğu “Beni tamamen sevene kadar sana açılmayacağım..” mesajı vermektedir.

• Dolap yada masa üzerine çıkmış gururla duran bir çocuk “ Ben çoookkk büyüğüm. Hepinizden daha büyükk…” der..Çocukların beden dili yetişkinler kadar karmaşık ve zengin değil basit ve yalındır. Çocuk 10-12 yaşına gelene kadar 1=1 formülü geçerlidir.

Bir şeyi istemediklerinde kaçarlar. İçten gelen dürtüye göre hareket ederler. Çocuk için yetişkinin davranışları çok karmaşık ve zordur. Yetişkinler çocukların gönderdiği sinyalleri tam anlamıyla anlamlandıramadıklarından dolayı aralarındaki iletişim karmaşıklaşır.

10-12 yaşından sonra soyut düşüncenin başlaması sosyal oyun kurallarını kabul edebilir hafif çekingenlik karışım bir beden dili sergilemeye başlarlar.

Ebeveynin çocuğunun beden diliyle gönderdiği mesajları algılayarak onu anladığını ifade eder bir iletişim kurması çocuğun kendini güvende hissetmesini, daha az korkmasına dolayısıylada daha az saldırgan olarak bilinçli ve kendini ifade edebilen bireyler olabilirler.


Pozitif Gelişim Özel Eğitim ve Aile Danışmalığı MerkeziÇocuk Gelişimi Uzmanı Şenay Yılmaz

Bebeğinizi Doğumdan Hemen sonra Emzirin

Bebeğinizi emzirmeye ne zaman başlamalısınız?
• Bebeğinizi doğumdan sonra, ilk yarım saat (30–60 dk.) içerisinde, kendinize gelir gelmez emzirmeye başlamalısınız.

• Doğumdan sonra ilk birkaç gün içerisinde gelen koyu ağız sütü bebeğe mutlaka verilmelidir. Bebeğinizi hastalıklardan korur.

• Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlayan annenin önceleri az miktarda gelen sütü, bebeğin emmesi ile beraber kısa sürede artacaktır. Doğumdan sonra 1–2 gün süt gelmese bile ek bir gıda verilmemeli, bebek sık sık emzirilmelidir.

Bebeğinizi ne sıklıkla ve nasıl emzirmelisiniz?

• Bebeğinizi her ağladığında ve her istediğinde emziriniz. Emzirmeye zaman sınırı konulmadan, bebeğinizi gündüz ve gece her istediğinde emziriniz. Özellikle geceleri emzirme süt üretiminizi artıracaktır Yeni doğan bebekler genellikle günde 8–10 öğün emmek isterler. Öğün sayısı daha sonra giderek azalır.

• Bebeğin vücudu anneye yakın olmalı, baş ve vücudu düz bir şekilde tutulmalı, gerekirse omuz ile birlikte poposundan desteklenmeli ve burnu anne memesi ile aynı hizada olmalıdır. Emzirme esnasında meme çevresindeki koyu renkli bölgeyi çocuk ağzına almalıdır.

• Doğumdan sonra emzirmeye başlayan annenin Sık ve doğru emzirme, bol sütün gelmesini sağladığı gibi göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.

Bebeğinizi her ağladığında emzirin

• Bebeğinize ilk 6 ay sadece anne sütü vermelisiniz.

• 6. aydan sonra 2 yaşına gelene kadar uygun ek gıdalar ile birlikte anne sütü vermeye devam etmelisiniz.Bebeği ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemek ne kadar önemli ise, zamanında uygun ek gıdalara başlamak da bebeğinizin sağlıklı gelişimi için çok önemlidir.Bebeğinizi ilk 6 ay sadece emzirin, 6. aydan sonra uygun ek gıdalar verin.Bebeğinizin Anne Sütü ile Yeterince Beslendiğini Nasıl Anlarsınız?

• Bebeğiniz günde en az 6 kez idrar yapıyor, 1–2 kez kakasını yapıyor ve ayda en az 500 gr. kilo alıyor ise bebeğinizin aldığı anne sütü yeterlidir.

Erken Doğan Bebekler Körlük Riski Taşıyor

İnsanların hayatlarında en mutlu olduğu anların başında, anne baba olduklarını öğrendikleri ve bebeklerini kucaklarına aldıkları an gelir. Bebekleri prematüre doğan ebeveynler için ise yorucu bir maraton başlar.

Onlar için en önemli şey bebeğin yaşamasıdır. Gelişen tıp teknolojisi sonucunda geçmişe oranla daha çok bebek yaşatılıyor. Ancak bu olumlu gelişme beraberinde, erken teşhis edilmediği taktirde her iki gözde de körlüğe yol açan Prematüre Retinopatisi hastası bebeklerin sayısında da artışa neden oluyor.

Hastalığın körlüğe dönüşmesini engellemenin tek yolu ise erken teşhis ve tedaviden geçiyor. Bebeklerin gözlerindeki damarlar, doğuncaya kadar gelişir. Erken doğan bebeklerde bu gelişme tamamlanmadığı için doğduktan sonra da devam eder.

Prematüre bebekleri yaşatmak için yüksek konsantrasyonlarda verilen oksijen, gözdeki damarların anormal gelişmesine sebep olur. Bunun sonucunda ise damarlanması tamamlanmamış bebeklerin retinalarında kısaca ROP olarak tabir edilen, Prematüre Retinopatisi hastalığı meydana gelir.

Erken dönemde tedavi edilmezse her iki gözde de körlüğe yol açar. Hastalığa yakalanan bebek sayısındaki yükselişe rağmen Türkiye’de sadece iki hastanede tedavi yapılabiliyor. Bu merkezlerden biri de Dünya Göz Grubu’nda yer alıyor.

Prematüre Retinopatisi’nin en sık görüldüğü grup 1.000 gramın altında doğanlardır. Bu nedenle 1500 gramın altında ve 32’inci haftadan önce doğmuş tüm bebeklerin mutlaka ROP muayenesinin yapılması gerektiğini söyleyen Dünya Göz Grubu doktorlarından Op. Dr. Umur Kayhan, yeni doğan bebekler konusunda uzmanlaşmış çocuk doktorları ve oftalmalogların birlikte çalışması ile ROP’un erken tanısı ve tedavisinin mümkün olduğunu vurguluyor.

Kayhan ayrıca, bebeklerde rastlanan akciğer, kalp damar rahatsızlıkları, ağır enfeksiyonlar ve beyinde yaşanabilecek problemlerin de retinopati riskini artırdığına dikkat çekiyor.

Doğumdan sonra 4-6 hafta arasında mutlaka göz muayenesinin yapılması gerektiğini ifade eden Kayhan, hafiften ağıra doğru beş evresi bulunan ROP tedavisindeki başarının, hastalığın evresiyle ilintili olduğunu, ilk iki evresinde takibin yeterli olup, üçüncü evreden itibaren ise lazer ve krio tedavisine başlanılması gerektiğini belirtiyor.

Çünkü hastalık en iyi sonucu üçüncü evrede veriyor. Dördüncü ve beşinci evrelerde yapılması zorunlu cerrahi müdahalede ise başarılı sonuç elde edilmiyor. Kayhan, yeni doğan tüm bebeklerin ilk bir ay içinde göz muayenesinin yapılmasının sadece ROP değil, birçok göz hastalığının zamanında tanısının konması ve başarılı tedavi olanağını sağlaması açısından önemli olduğunu sözlerine ekliyor.

Bebeklerde Biberona Ne zaman Başlanmalı?


Bebeğinizi ne zaman biberonla beslemeye başlamalısınız? Anne sütü alan bebeklere oturana kadar yani ilk 3-4 hafta biberon verilmesi önerilmiyor. Ancak bazen bebeğe mama verilmesi gerekebiliyor, böyle durumlarda ufak ilaç kadehleri kullanılarak mama verilmesi öneriliyor. Bebek 2-3 aylık olduktan sonra biberon günde 1-2 sefer verilebilir. Annesini emen, sütün yeterli olduğu durumlarda biberona gerek yoktur.

Çalışan anneler ne zaman biberona geçmeli?

Biberon ters çevrildiğinde damlalar belli bir oranda akmalıdır, bebek boğuluyor gibi oluyorsa, biberon deliği bebeğe göre çok açık demektir. Anne çalışacaksa ya da bebek prematüre doğmuşsa biberon kullanılması önerilir. Anbne çalışmaya başlamadan 2 hafta önce biberonla deneme çalışmalarına başlamalıdır.
Biberonla katı gıdalar verilmemeli

Biberonla beslerken kesinlikle katı gıdalar vermeyin. Bu sonra kaşıkla yemeyi zorlaştırır. Katı gıdalara geçirlieken öğünler sırasında sadece su biberonla verilmelidir. Katı gıda bittikten sonra bebeğe biberon ile mama verilebilir. Biberonu ısıtmak için ise mikrodalga kullanılması önerilmiyor. Kanada Tıp Birliği Nisan 2008 tarihinde sert plastiklerin kullanımdan kaldırdı, bu nedenle cam biberonları tercih edin.
Biberon alırken bunlara dikkat!

Bebeğin içtiği mama miktarından biraz daha büyük olmalı. Memenin deliği bebeğin gelişimine uygun olmalı. Bebekler 6-7. aydan itibaren tutar, 9. aydan itibaren kendileri içebilir. Bu yüzden biberon bebeğin kavrayabileceği büyüklükte olmalı.
Biberon nasıl temizlenir?

Biberon temizliğinde biberon fırçası kullanılması öneriliyor. İyice temizlenen biberon kaynar su ya da sterilzatöre koyularak steril edilir. Biberon ve çlarını 5 dakika süreyle kaynar suda kaynatmak yeterlidir. Daha sonra sudan ve sterilzatörden çıkarılan biberon temiz kağıt üzerine koyularak kurutulur. Bebeğiniz herşeyi ağzına koymaya başladıktan sonra biberon sterilizasyonuna son verilmelidir. Kullanımdan sonra bir damla deterjanla çalkalayıp iyice duruladıktan sonra kurumaya bırakmak yeterlidir.
Biberonu ne zaman bıraktırmalı?

Bebeğiln ilk 2 yaşı oral fazdır. Bu dönemde şiddetli emme ve ağza götürme içgüdüsü vardır. Biberon onu huzursuz uyku dönemlerinde rahatlatır ve genel olarak da mutlu eder. Geceleri biberonla uyumamasına dikkat edilmelidir. Biberonu 2 yaşına doğru bıraktırmak en doğrusudur. Çocuğa 1 yaşında biberonu bıraktırmak onu hırpalayabilir. Eğer çocuk gece boyunca süt içmek isterse süt miktarını azlatıp suyla seyreltmeli ve 1 hafta içinde suya çevirmelidir. Evde az biberon bulunması, başkasına hediye etmesi ya da kendi beğendiği bir bardağı kullanması bırakmasına yardımcı olur.

Bebeğinizi Uyutmanın Yolları

İşyerinde uykulu gözlerle dolaşıyorsanız ya da evdeyken sürekli yatma isteği duyuyorsanız gece iyi dinlenememişsiniz demektir.
Bunun nedeni bebeğinizin gece uyumaması mı? Karnının tok, altının temiz, herhangi bir sancısının yada acısının olmadığından emin olduğunuz bebeğiniz geceleri uyumak istemiyor, sizi de uyutmuyor türlü şirinlikle kendisiyle ilgilenmenizi istiyorsa ortada yanlış giden bir şeyler var demektir.

Çünkü bir süre sonra sizin bedeniniz bu duruma isyan etmeye başlar. Yorulan vücudunuz, dikkatinizin dağılmasına, gergin olmanıza hatta bazı sağlık sorunlarınızın çıkmasına neden olabilir. Hatta eşinizle bebeğe gece kim bakacak tartışmalarına girebilir, emzirme sürecinizde problemler yaşayabilirsiniz.

Çünkü anne sütü dinlenmiş bir beden, iyi bir gece uykusu ve stressiz bir aile yaşamı gerektirir.Uyumayan bebeğe önerilerAnne karnındaki bebek gece gündüz farkını bilmez ve bu bilmeme ile doğar. Ancak ilk iki hafta içinde yeni ortamına alışmaya ve uyku düzenini öğrenmeye başlar.

Bu süreci kaçırmayın.Yeni doğmuş bebekler günde 15-18 saat uyuyabilir. Bu süre zamanla azalır. Sizin ilk aydan itibaren bebeğin gece ve gündüz uykusu için gerekli düzenlemeleri yapmanız gerekir.Elbette bebekler gündüzleri de uyuyacaktır.

Sağlıklı gelişebilmeleri için bu aylarda uykuya ihtiyaçları bizden fazladır. Ancak iki haftalık olmuş bir bebeğin gece uyuduğu ortam farklı, gündüz uyuduğu ortam farklı olmalıdır.


Gündüz daha aydınlık, sesli (çoğunlukla oturma odası) gibi yerlerde uyumasına sağlayın.

Gece uykusunda ise yatak odasında loş, az ışıklı sessiz ve dışarıdan hiçbir uyarının alınmadığı bir ortam yaratın. Böylece bebek gece uykusu ile gündüz uykusu sırasında fark olduğunu anlar.
Gündüz uykusundan uyandığında onunla konuşun, öpün, oynayın. Uykusunun açılması, çevresindeki uyaranları alması sorun değildir. Hatta gereklidir. Böylece gündüz uykularının kısa ve aralıklı olduğunu anlar.

Gece beslenmek için yada uyku geçişlerinde gözlerini açtığında ışığı yakmayın. Odanın var olan loş ortamında bebeğiniz emzirin. Onunla konuşmayın. Mimik hareketlerinizle ilgisini çekmeyin.

Geceleri uyanan yada ağlayan bebeğin başına ailece toplanmayın. Bir kişinin ilgilenmesi yeterlidir.

Geceleri uyanan bebeğinizin yanında konuşmanız gerekirse kısık sesle konuşun. Fazla fiziksel temastan kaçının. Emzirmenizi ya da bakımını yaptıktan sonra en kısa sürede yatağına geri yatırın.

3-4 aylık bir bebek tek başına uyuyabilmeye hazırdır. Gündüzleri 2-3 kere kısa uykular şeklinde toplam 13-14 saat uyuyabilirler.

Bebeğinizin uyku saatlerin kaydedin. 24 saatin ne kadarını uykuda geçirdiğini anladıktan sonra bunun gece ve gündüze uygun dağılmasını sağlayabilirsiniz.

Bir yatış saati belirleyin ve buna mutlaka uyun. Kararlı olun; siz bebeğinize değil, bebeğiniz size uymalı. Gece uykusu için hazırlığınızı yaptıktan sonra mutlaka yatak odasına gidin.

Uyumasa da mutlaka yatağında tutun.

Sosyal ortamdan uzaklaştırın.

Her gece aynı saatte ve aynı rutinlerle gece uykusuna hazırlayın.

Geceleri bebeği sessiz bir ortamda bulundururken, gündüzleri hareketli ışıklı ve aktif şeylerle meşgul edin.

Gece uyku saatine 3-4 saat kala uykuya dalmasına izin vermeyin.

Geceleri bebeği en ufak mırıltısında kucağınıza almayın. Hatta karnı temizse, altını da kontrol etmişseniz yatağında pışpışlayarak sakinleştirin.

Tuttuğunuz saat çizelgesine göre gündüzleri gereğinden fazla uyumasına izin vermeyin. Toplam uyku süresinin yarısını gündüz uyuyan bir bebek geceleri daha çok uyanır. Gerekirse altını değiştirerek ya da kucağınıza alarak uyandırın.

Bebekler anne babalarından ayrılmak istemezler. Gündüzleri çalışan anne ve babalarının geceleri yanlarında olduğunu anladıklarında kendilerini buna göre ayarlayabilirler ve uyumak istemezler.


Ona her akşam aynı rutinlerle yanında olduğunuzu işe gidip geri geleceğinizi hissettirmeniz de gerekebilir. Ayrıca, gündüzleri bebeğinize bakan kişiden uyguladığınız programa destek olmasını mutlaka isteyin. Siz aynı rutinleri kararlılıkla uygularsanız bebeğiniz mutlaka bunlara uyacaktır. Sizin dinlenmiş ve huzurlu bir gece geçirmeniz ona olan sevginizi gösterebilmeniz içinde gereklidir.

26 Mart 2009 Perşembe

Doğum Sonrası Öneriler

Doğum sonrasında aradığınız tüm bilgilere ulaşabilirsiniz..

Doğum sonrası nasıl sağlıklı zayıflanır?


Aslında hamilelik son derece normal ve fizyolojik bir süreçtir vücudunuzda mevcut olan yağ hücrelerinin iki yada üç katı büyüklüğüne çıktığı doğal bir süreçtir önemli ayrıntı bu sürecin çok kısa olmasıdır yani dokuz ay gibi bir sürede karın çapı 5 yada 6 katına çıkmakta bu gerilimi cildin taşıması içinde kişi gerekli önlemleri hamilelik boyunca yapmalıdır sağlıklı zayıflama konusuna gelince internet yoluyla binlerce ulaşılabilir diet listesine rastlanılabilir ve uygulanmaya çalışılabilir ama sonuçta yanlışları düzeltmek ve doğruyu göstermek hekimin işidir zaten burda doğru söylem ya da yönetim gereklidir.


Hem hızlı, hem de sağlıklı zayıflanır mı?


Elbette mümkündür vücut matematik gibidir kaloriyi fazla alırsanız kilo alırsınız kaloriyi düşürürseniz zayıflama kaçınılmazdır ama önemli olan düzenli ve dengeli beslenme ile bu sorun çok rahat çözümlenebilir vücut ritmi 6 öğüne programlanmıştır 3 ana 3 ara öğün ve düzenli beslenildiği sürece kolorinizide kısıtlarsanız sağlıklı bir şekilde zayıflayabilirsiniz hız biraz da kişinin metabolizması yaşı kaçıncı hamileliği ile de yakından ilgilidir.


Neden bazıları doğum sonrası hızlı kilo verir?


Burada vurgulanması gereken en önemli ayrıntı düz mantıkta düşünmeleri ve vücutlarını iyi tanımadan geçer sonuç itibariyle BMI yani vücut kitle oranınızın normalin altı ve normal sınırlarda hamile kalır ve hamilelik boyuncada kendinizi kontrollü bir şekilde kadın doğum uzmanınızın uygun gördüğü şekilde kilo alırsanız doğum sonrası da hızlı bir şekilde kilo verebilirsiniz ama bunların tam tersi durumda yani hamile kalmadan vücudunuzdaki yağ fazla ve hamilelik boyunca çok fazla kilo alırsanız sonrası elbette kilo vücudunuzda kalacaktır. Doğumdan ne kadar sonra spora başlanabilir?


Normal doğumu takiben 1. ay sezeryanı takiben 3. ay içinde spora başlanabilir


Yeni annelere spor tavsiyesi


Yeni anneler için en güzel spor vücutlarındaki ödemi de atmalarını sağlayacak kısa süreli yürüyüşlerle başlamaları.


Hangi yiyecekler sütü arttırır?


Halk arasında çok yanlış inanışlar vardır çok kalorili ve çok şekerli gıdaların süt yaptığı sanılır oysaki Somali’de açlık sınırında yaşayan annelerde sadece buğday ve bulgur lapasıyla beslenmelerine rağmen sütleri olmaktadır ama popüler bilgiler vermek gerekirse havuç, siyah üzüm ve özellikle rezene çayı sütü arttırır.


Doğru bildiğimiz yanlışlar


En büyük yanlış, annenin emzirmeyi kısa sürdürmesidir vücudunun daha fazla deforme olacağını ve kilo alacağını düşündüğü için emzirmeyi erken keserler oysaki hormonlar tamamen bu süreç için programlanmıştır, bir diğer yanlış da az önce belirttiğim gibi yüksek şeker içeriği olan gıdaların süt yapacağına inanılmasıdır.


Doğum sonrası deformasyon nasıl giderilir?


İlk deformasyon elbette kilo fazlalığı ve oluşan çatlaklardır bunları gidermek çok da kolay değildir ama düzenli beslenme ile kilo fazlalığı giderilebilir.


Sarkmalar için öneriler


Hamilelik öncesi selülit ve fazla kilosu olanlar bir an önce bu problemlerinden kurtulmalılar hiçbir vücut deformasyonu kader değildir sadece kişinin kendini iyi tanıması ya da onu tanıtacak bir doktoru bulması gerekliliğidir. Bağ dokunuz ya da vücut profilinizdeki bozukluk ne olursa olsun bunları minimuma indirerek hamile kalmak en önemli koruyucudur.


Çatlaklar, selülitler ve varisler


Çatlakların oluşmaması için özellikle son 3 ayda badem sütü ve yağı ile her gün karın çevresi masaj yapmak ve düzenli nefes egzersizleri başlangıç tedavileridir oluşan selülit için hamilelik boyunca yapılan düzenli yürüyüş sonucu etkiler.


Vücudu diri gösterecek formüller


Mevcut olan fazlalıklardan kurtulduktan sonra vücudu daha fit ve sıkı gösterecek formül ve gıdaları tüketmek gereklidir. Tüketilen taze sebze ve meyveler aynı zamanda kepekli gıdaların bağırsak hareketini arttırmasıyla çok da sıkı bir karın elde edilebilir.


Zayıfladıktan sonra formu korumak


Vücudunuzun istediği zor olan değil kolay olandır, yapılacaklar bellidir yağ fazlanızı hesaplayıp ona göre danışmanlık almanızdır.

Bebek Aşısı

Aşı nedir?
İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri v.s. mikropların hastalık yapma karakterlerinden arındırılarak yada bazı mikropların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırarak sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biolojik maddelere aşı denilmektedir. Aşı, kişileri hastalıklardan ve onun kötü sonuçlarından koruyabilmesi için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanmaktadır.
Aşıların tedavi edici özellikleri yoktur.Herhangi bir hastalık oluştuktan sonra veya geçirdikten sonra aşı yapmanın hiç bir yararı yoktur.
Hergangi bir aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaşlarda ve uygun aralıklarda yapılması şarttır. Aşıların çocuklara hastalıklara yakalanma riskinin en yüksek olduğu dönemlerden önce yapılması gerekmektedir. Geniş araştırmalar sonucunda belirlenen "Aşı Takvimi"ne uyulması, en yüksek düzeyde koruma sağlanması açısından çok önemlidir.
Bebekleri, ölümcül ve sakat bırakan hastalıklardan korumak ve onlara sağlıklı bir gelecek sunabilmek için en emin yol aşılamadır. Bebeklerin korunması, gebelikten itibaren anne adayına uygulanacak aşılar ile başlamaktadır.
Bebeklik döneminin en çok görülen hastalıklar olan Hepatit B, Verem, Difteri, Tetanoz, Boğmaca, Çocuk Felci, Menenjit, Kızamık, Kabakulk, Kızamıkçık, Su Çiçeği, Hepatit A hastalıkları ile bunlara bağlı ölüm ve sakatlıkların engellenebilmesi için , yeni doğan bebeklerin yaşamlarının ilk aylarından itibaren aşılanmalarının başlatılması gerekmektedir.

Bebek Beşik ve Karyolaları Hakkında Güvenlik Uyarıları

Bebeğiniz karyolasında iken genellikle görme alanınızın dışında ve tek başına olacaktır. Karyolası bu nedenle tamamen güvenli bir ortam olmalıdır.
En sık görülen karyola kazası olan “düşmeler” aynı zamanda önlemi en kolay alınabilecek olan kazadır. Karyola içinde yüksek yerleştirilmiş bir yatak, parmaklıkları indirilmiş durumda bırakılan bir karyola, çocukların düşme olasılığını artıran unsurlardır. Çocuğunuza karyola seçerken şunlara dikkat etmeniz gerekir:
* Parmaklıkların arası 6 cm’den fazla yani çocuğun başını kıstıracak kadar aralıklı olmamalıdır.¦ Başucunda ya da ayakucunda başının sıkışabileceği açıklıklar olmamalıdır.

* Karyolanın köşelerinde çıkıntı varsa bunları çıkarın veya kesin. Gevşek giysiler bunlara takılarak çocuğun boğulmasına yol açabilir.

Eski karyolaların birçoğu kurşunlu boyalarla boyanmış olduklarından, parmaklık rayları aşındıkça karyolayı çiğnemeye çalışan çocukta zehirlenme yapabilirler (bu gerçekten olmaktadır). Önlem olarak eski boyaları kazıyın ve kurşunsuz, kaliteli, emayeli boyalarla boyayın.

Havalandırması iyi olan bir odada kurumasını bekleyin. Yan parmaklıkların üstüne plastik şeritler yapıştırın (bunları çocuk mobilyaları dükkanlarında bulabilirsiniz).

Diğer çocuk karyolası kazalarından korunmak için şunlara dikkat etmelisiniz:

1. Yeni bir yatak aldığınızda bütün plastik paketleme materyalini çıkarıp atın. Bunlar çocuğun boğulmasına yol açabilirler. Yatağa kalın bir plastik kılıf veya yatak koruyucusu geçirecekseniz bunun gevşek olmamasına dikkat edin. Fermuarlı kılıfları tercih edin.

2. Bebeğiniz oturmaya başladığı anda yatağın seviyesini indirerek, kenarlara yaslandığında düşemiyeceği ve tırmanamayacağı kadar derin bir konuma getirin. Ayağa kalkmayı öğrendiğinde ise en alt seviyeye indirin. Düşmeler en sık, bebek tırmanmaya çalıştığında meydana gelir. bu nedenle, boyu 75 cm olduğunda veya parmaklık seviyesi boyunun 3/4’ünün altında kaldığında onu başka bir yatağa alın.

3. En alt seviyeye indirdiğinizde, karyola rayının üst kısmı yataktan en az 10 cm yüksekte olmalıdır (yatak en üst seviyede olsa bile). Parmaklıkların kilidi çocuğunuz tarafından açılamayacak şekilde olmalıdır. Çocuğunuz karyolanın içindeyken parmaklıklar daima yukarı kaldırılmış olmalıdır.

4. Bebeğinizin yatakla karyola arasına kayıp sıkışmaması için yatağın karyolaya tam olarak oturması arada boşlukların kalmaması önemlidir. Yatağın kenarlarından üç veya daha çok parmağınız girebiliyorsa karyolaya tam olarak uyan bir yatak alın.

5. Metal parmaklıklarda sivri, çapaklı veya keskin herhangi bir kısım olup olmadığını düzenli olarak kontrol edin. Ahşap karyolalarda ise çatlak veya kıymık olmamasına dikkat edin. Karyolanın parmaklıklarında diş izleri görürseniz parmaklıkların üstünü plastik şeritlerle boydan boya kapatın (bunları çocuk mobilyası satan yerlerin birçoğunda bulabilirsiniz.).

6. Bebeğiniz küçükken karyola kenarlarına tampon yastıklarını yerleştirin. Bu yastıkların karyolayı çepeçevre sardığından ve kenarlara en az altı yerden sıkı bir biçimde bağlı olduğundan emin olun. Bebeğin boynuna dolaşmasına olanak vermemek açısından bu bağların en fazla 14 cm olmasına dikkat edin.

7. Çocuğunuz tutunarak ayağa kalkmaya başladığında kenar yastıklarını, oyuncak hayvanları, kısaca üzerine basarak dışarıya atlayabileceği herşeyi yatağın içindan çıkarın.

8. Eğer karyolanın üstünde dönence türü oyuncak varsa, bunun karyolaya sağlam bir şekilde takıldığından emin olun. Bu oyuncağın uzanamayacağı kadar yüksekte olması ve hangisi önce gelirse; 5 aylık olduğunda ya da oturabildiği zaman sökülmesi gereklidir.

9. Çocuk vücudunu el ve ayakları ile kaldırmaya başlar başlamaz, karyolaya asılan tüm oyuncakları kaldırın. Eli ile oynaması ve yakalaması için karyolaya gerilen “beşik jimnastiği” benzeri oyuncaklar çocuğunuzun çekmelerine ve yakalamalarına karşı dayanıklıdır ancak çocuk bunların üstüne düştüğü taktirde ona dolanabilir.

10. Düşmelerin en tehlikelisini önlemek için çocuğun karyolasını pencere yanına yerleştirmeyin. (*) Çocuk eşyalarında güvenlik standartları henüz ülkemizde yerleşmemiştir.

Örneğin A.B.D.’de 1985’den sonra yapılmış tüm çocuk karyolaları genel güvenlik standartlarına uygun olmasına karşın ülkemizde bebeğinize alacağınız eşyaların güvenli olup olmadıklarını kontrol görevi yine size; anne-babaya düşmektedir.

Bebek Hazırlıkları

Bebeğiniz için gerekli hazırlıkları yapmadan önce bu yazılardan faydalanmanızı öneririz..


Bebek Giysilerini Seçmek



Doğum yaklaşırken bebeğinize ilk haftalarda gerekli olacak temel çocuk kıyafetleri, bebek elbiseleri ve aksesuarlarını edinmeniz gerekecektir.



Size başlangıç için şu önerilerimiz olacaktır:



d 3 veya 4 pijama takımı (ayakları da saran)



d 6 - 8 Tişört veya zıbınd 3 adet tulumd 2 süveterd 1 uyku tulumu d 2 bere (başlık)



d 4 çift çorap veya patikd 4 - 6 adet battaniye (pamuktan yapılmış ince bir battaniye)d 1 adet küçük havlu ve bornoz seti (bornozun başlığının olması tercih edilir).



d 3 - 4 düzine yeni doğan ölçülerinde hazır çocuk bezi. Başka çocuklarınız varsa bu bebek eşyalarının çoğu elinizin altında olacaktır. Eğer doğacak bebek ilk çocuğunuz olacaksa bunların birçoğunu dostlarınız ya da ailenizden temin edebilirsiniz.



Bunların dışındaki giysi ve malzeme gereksinimlerini temin ederken size yardımcı olacak bazı önerilerimiz aşağıda sıralanmıştır.



° Büyük ölçülerde alın. Bebeğiniz prematüre veya çok küçük değilse yenidoğan ölçülerinde olan giysiler önceleri tam gelseler bile bunları kullanabileceği günler sayılıdır. Üzerinde 3 aylık bebek ölçüsünde olduğu belirtilen giysiler bile ilk aydan sonra dar gelebilir. İlk günlerde giyebileceği birkaç parça giysi aldıktan sonra asıl yoğunluğu daha büyük ölçülerdeki giysilere verin. Merak etmeyin, bebeğiniz bir süre için giysilerinin hafifçe bol olmasına aldırış etmeyecektir!



° Türkiye de çocuk giyim sanayinde henüz yerleşmiş bir standart olmasa da; bütün çocukların ateşe dayanıklı giysiler giymeleri gerekir. Etikette bunun yazılmış olmasına dikkat edin. Bu tip giysilerin sabunla değil deterjanla yıkanması gerekir çünkü sabun ateşe dayanıklılık özelliğini kaybettirir. Kullanacağınız deterjan için etiketi inceleyin.



° Bezi değiştirirken giysinin bacaklarının kolayca açılıp açılmayacağını kontrol edin.Boynu, kolu ve bacakları çok sıkı saran giysilerden uzak durun. Bunlar sağlık açısından sakıncalı ve bebek için rahatsızdır.



° Yıkama talimatlarını okuyun. Çocuk giysilerinin hepsi yıkanılabilir özellikte olmalı ve ütü gerektirmemelidir.



° Yenidoğan bebeğe ayakkabı giydirmeyin. Yürümeye başlayana kadar ayakkabıya gereksinimi olmayacaktır. Erken giydirilen ayakkabılar bebeğin ayaklarını deforme edebilir. Aynı şey küçük gelen ayaklı pijamalar ve çoraplar için de geçerlidir.



Mobilya ve Bebek Gereçlerinin Alımı



Bebek mağazalarına gittiğinizde, alabileceğiniz bebek gereçlerini seçmekte zorlanacaksınız. Bunlardan bir kısmı gerçekten gereklidir. Ancak, göz alıcı olan birçoğu gereksiz olmaktan öte kullanışlı bile değildir. Bu konuda size yardımcı olabilmek amacıyla; bebeğiniz doğduğunda elinizde olması gereken eşya ve temel gereksinimleri içeren bir listeyi aşağıda bulacaksınız.



^ Bütün güvenlik önlemleri düşünülmüş bir çocuk karyolası (Bkz. Bebek Karyolaları Konusunda Güvenlik Uyarıları). A.B.D.’de satılmakta olan çocuk karyolaları bu özelliklere sahip olmak zorundadır. Ancak, ülkemizde çocuk eşyalarının güvenlik standartlarına uygunluk olup olmadığını kontrol etme görevi anne babaya düşmektedir.



Birkaç hafta içinde bebeğinize küçük gelmeye başlayacağından, ayıracak fazladan paranız yoksa, bebek sepeti almayı düşünmeyin.



> Karyolanın yatağı sertçe ve üstü kolayca temizlenebilecek şekilde kaplanmış olmalıdır. Bu amaçla bir yatak koruyucusu kullanabilirsiniz. Kullandığınız koruyucu kılıf plastik veya emici olmayan bir kumaştan yapılmışsa; bebek terlediği, kustuğu veya salyası aktığında ıslak yerde yatmaması için yatağın üstüne ıslaklığı emecek kalın bir kumaş serin.¡



Karyolanın kenar yastıkları veya diğer bir deyişle “tampon”’ları, bebeğinizin başının karyolanın parmaklıklarına çarpmasını önlemek içindir. Bu yastıkların bütün iplerinin parmaklıklara bağlı olmasını sağlayın. Çocuğunuz ayağa kalkmaya başladığında bu tamponları kaldırın, yoksa onların üstüne basarak karyoladan dışarı çıkabilir. Yenidoğanın karyolasında yastık kullanmak hem gereksizdir hemde tehlikeli olabilir.





Yatağa çift katlı bir çarşaf sermeniz ve yatağın ölçülerine uygun bir pamuk yorgan veya yumuşak bir battaniye bulundurmanız önerilir. Dışı yumuşak kumaşla kaplı ve içi parça sünger veya benzeri maddelerle gevşekçe doldurulmuş bebek yastıklarını asla kullanmayınız. Bu tür yastıkların kullanımı 36 bebekte boğulmaya neden oldukları gerekçesi ile ABD Tüketici Güvenliği Komisyonu tarafından yasaklanmıştır.



^ Güvenlik özelliklerine sahip bez değiştirme masası. Bir halı veya kaygan olmayan bir yüzey üzerine kaymayacak şekilde yerleştirilmelidir. Pencere kenarları bebeğiniz için düşme riski oluşturduğu için pencere kenarına değil duvara dayanmalıdır.



Bezlerin, çengelli iğnelerin ve bez değiştirirken gerekecek diğer malzemelerin bebeğin ulaşamayacağı ancak sizin elinizin altında olacak şekilde yerleştirilmesi gerekir. Çekmece raf ve sehpaları bu esaslara uygun olarak yerleştirirseniz; bez değiştirilirken -bir saniye için bile olsa- bebeğinizin yanından ayrılmak zorunda kalmazsınız.



> Geniş plastik bir bebek yıkama küveti. Eğer bebeğiniz bir aydan küçükse onu mutfak lavabosunda yıkayabilirsiniz ancak muslukların oynar başlıklı olması ve bebeği yıkarken uzaklaştırılması gerekir.



Bir aydan büyük bebekler etrafa uzanıp muslukları açabilirler bu nedenle ilk aydan sonra bebeği ayrı bir banyo küvetinde yıkamanız daha güvenlidir. Bebeğinizi yıkayacağınız yerin temiz olduğundan emin olun. Küvetin içinin kaygan olmaması tercih edilir.



Güvenlik Uyarısı: Bebek Sepetleri ve Beşikler

Birçok anne-baba bebeği kendi odalarına alırken kolaylık sağlaması yani; kolayca taşınabilme özelliğinden ötürü beşik ve bebek sepetlerini tercih ederler. Bu konuda karar verirken bebeklerin hızla büyüdüğünü unutmayın. Birinci ay uygun olan bir beşik veya sepet, bebeğiniz iki aylık olduğunda artık küçük gelebilir.

Bebeğin ilk yatağını satın almadan önce aşağıdaki özellikleri okumanız uzun süre kullanılabilen, güvenli bir yatak seçmeniz için size yardımcı olacaktır:




1. Beşik ya da sepetin tabanı dağılmayacak kadar sağlam olmalıdır.
2. Beşik ya da bebek sepetinin tabanı birisinin çarpması durumunda devrilmeyecek kadar geniş olmalıdır. Katlanabilir ayakları olan sepetlerin ayakları kullanım süresince düz bir şekilde kilitlenebilmelidir.
3. Bebek bir aylık veya beş kiloluk olduğunda (hangisi önce gelirse) artık sepette yatırılmamalı kendi yatağına terfi etmelidir.
Bebeğin odası ve içindeki herşey temiz ve tozsuz olmalıdır. Pencereler ve yer döşemesi dahil her türlü yüzeyin yıkanabilir özellikte olması gereklidir. Aynı kural odanın içinde duran oyuncaklar için de geçerlidir.



Popüler bir hediye olan oyuncak ayılar ve diğer doldurulmuş hayvan oyuncaklar bebeğiniz yanında sevimli durmalarına ve çocuk için eğlendirici olmalarına karşılık özellikle tüylü olanları çok toz tutar ve burun tıkanıklıklarına yol açarlar. Bebeğiniz bunlarla oynamayı aylar sonra öğreneceğinden o zamana kadar saklayabilirsiniz.

Bebek odasındaki hava çok kuru ise çocuk hekiminiz size odaya serin buhar verecek bir nemlendirici kullanmanızı önerebilir. Ayrıca, nezle grip gibi nedenlerle bebeğinizin burnu tıkandığında “serin buharlı oda nemlendiricisi”nden yararlanabilirsiniz.

Eğer bir hava nemlendiricisi kullanıyorsanız kullanma kılavuzundaki talimatlara uyarak çalışmadığı zamanlarda suyunu boşaltın ve düzenli olarak temizleyin. Eğer bunu yapmazsanız içindeki suda bakteriler ve küf üreyebilir. S

ıcak buhar çıkaran hava nemlendiricileri haşlanmalara-yanıklara yol açabileceğinden önerilmezler.Bebeğinizin kesinlikle zevk alacağı eşyalardan biri tepesine asılacak dönencelerdir. Değişik şekilli ve parlak renkli bir tanesini seçin. Bazıları çok güzel melodiler de çalarlar.

Dönenceyi seçerken yanlardan veya üstten değil; ona bebeğinizin göreceği açıdan yani alttan bakın. Yanlardan ve üstten bakıldığında güzel görünenleri almamaya çalışın bunlar bebeğin değil, daha çok sizin zevkinize göre tasarlanmışlardır. Bebeğiniz oturmaya başladığında bu oyuncaklara uzanıp kendine zararlı bir hale getirebilir.

Bu nedenle, oturmaya başladığında veya beş aylık olmadan önce bu oyuncakları kaldırın.Sallanan koltuk, müzik kutusu, kaset plak veya CD çalar; çocuk odası için akıllıca seçimlerdir. Oturduğunuz koltuğun sallanması kucağınızın yatıştırıcı etkisini arttırır.

Bebeğiniz için hafif bir müzik çalmanız, yanında olmadığınız zamanlarda onu rahatlatacak ve uyumasına yardımcı olacaktır.Bebeğinizin odasındaki ışıkların yumuşak olmasını isteyeceksiniz. Karanlık olduğunda ise bir gece lambası bırakabilirsiniz. Bu lamba onu daha rahat kontrol etmenize yardımcı olduğu gibi bebek daha büyüdüğünde gece uyanınca kendini güvende hissetmesini sağlar. Bütün lambaların ve kordonların bebeğin ulaşabileceği mesafeden uzak olduğuna emin olun.

Bebeğin Doğumuna Kendinizi HazırlamakHamileliğin son dönemlerinde değişik duygular yaşayacaksınız. Örneğin, hem herşeyin biran önce olmasını hemde yeterli zaman olmadığı ikilemini yaşayacaksınız. Bebeğin bir an önce doğmasını isterken o gelmeden önce herşeyin kusursuz ve düzenli olması için yeterli süre olup olmadığı konusunda endişe duyacaksınız. Beklenen doğum yaklaştıkça - hatta bazı durumlarda geciktikçe - kendi sıkıntılarınızın yanında başkalarının heyecanlarını yatıştırmak zorunda kalacak ve sizi merak eden sevdiklerinizden sayısız telefonlar alacak, onları yatıştırmak durumunda kalacaksınız.

Hamileliğin getirdiği fiziksel sıkıntılara birde bu tür sosyal baskılar eklenince; dokuzuncu ay size hiç bitmeyecekmiş gibi gelebilir. Unutmayın, hikayenin güzel bir sonu vardır. Bu nedenle, boş zamanlarınızı mümkün olduğunca keyif alarak geçirin.Gebeliğinizin son dönemlerinde zamanınızı akıllıca kullanarak doğumdan sonra yapmanız gerekecek birçok işi aradan çıkarabilirsiniz.

Örneğin: Doğumu haber vermeniz gereken insanların bir listesini yapın. Nasıl haber vereceğinize karar verin, mektup veya kartpostal ile bildirmeye karar verdiklerinizin zarflarına adresleri yazın.

Bir miktar yemek pişirin ve buzluğa koyun. Bebek doğduktan sonra bir süre yemek pişirmek istemeyebilirsiniz.

Çocuk bakımı ve ev temizliği için yardımcıya ihtiyaç duyuyorsanız ve maddi olarak karşılayabilecek durumdaysanız, adaylarla konuşun (Çocuk Bakımı için geçici eleman bulma bölümüne bakın. S:152) Yardımcıya ihtiyaç duymayacağınızı düşünseniz bile elinizde gerektiği anda ulaşabileceğiniz kişilerin bir listesi bulunsun.

Doğum için son dakika hazırlıklarınızı dokuzuncu aya girmeden yapın. Yapılacak işler listesinde şunlar bulunmalıdır:

*Hastanenin ismi, adresi ve telefon numarası.

*Bebeğinizin doğumunu yaptıracak hekimin veya ebe hemşirenin ve o anda hekim bulunamazsa yerine bakacak kişinin adı, adresi ve telefon numarası.

*Hastane veya doğum merkezine en çabuk ve kolay gidilen yol.

*Hastanenin doğum servisinin girişi.

*Acil bir durumda başvuracağınız ambulans servisinin telefon numarası.

*Sizi hastaneye götürecek olan kişiyle aynı evde oturmuyorsanız, onun telefon numarası.

*Doğum için ve hastanede kaldığınız süre boyunca gerekli olacak eşya ve malzemelerin hazır bir şekilde bulunduğu bir çanta.

Bu çantaya; temizlik malzemeleri, giysileriniz, ziyaretçilerin ellerini mikroptan arındırmak için kolonya, arkadaş ve akrabalarınızın adres ve telefon numaraları, okumak için birkaç dergi veya kitap, bebeği taşımak için ince pamuk bir battaniye ve eve giderken bebeğe giydireceğiniz çamaşır ve giysiler yerleştirilmelidir.

* Bebeği güvenli bir şekilde eve getirebilmek için bebek araba koltuğu. Bu koltuğun güvenlik standartlarına uygun olması gereklidir. Bebeği, yüzü arabanın arkasına dönük olacak şekilde yerleştirin. Bebek desteksiz bir şekilde oturana veya dokuz kiloya ulaşana dek, ve en azından ilk 4-6 ay boyunca arkaya dönük pozisyonda oturtulmalıdır. Koltuk daha sonra bebeğin öne dönük olacağı konumda bağlanabilir.

* Başka çocuklarınız varsa, siz hastanede iken onlarla ilgilenecek kişileri ayarlayın.Bebeğiniz doğduğunda bunca ay boyunca size çok yakın ancak çok da gizemli görünen bu yeni insanla birdenbire karşılaşacak, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen hamilelik süresi ve bu süre içinde çektiğiniz tüm sıkıntıları unutacaksınız.

Çocuğunuzun gelişimi, sağlığı ve anne-baba olarak sizi bekleyen görevlerle ilgili birçok bilgiyi; doğum öncesi eğitim bilgilendirmelerinde, çeşitli konularda yapacağımız kurslarda, ofisimize geldiğinizde sizlere vereceğimiz buna benzer dokümanlarla ve hekiminizle yapacağınız karşılıklı görüşmelerle edineceksiniz.